Film Critic&Writer
Favorite films
Recent activity
AllRecent reviews
More-
The Lighthouse 2019
“Tanrı öldü. Tanrıdan geriye bir ölü kaldı. Ve onu biz öldürdük. Kendimizi nasıl avutacağız, biz katillerin katilleri? Neydi bıçaklarımızın altında ölümüne kan döken, dünyanın sahip olmuş olduğu bu en kutsal ve en kudretli şey: bu kanı kim silecek üzerimizden? Kendimizi temizlememiz için hangi su var? Hangi kefaret bayramlarını, hangi kutsal oyunları icat etmemiz gerekecek? Fazla büyük değil mi bize, bu amelin yüceliği? Sırf ona layık görünmek için bizim de tanrı olmamız gerekmez mi?“
-
Starfuckers 2022
Kara delik etrafındaki her şeyi kendine çeker, içindeki karanlıkta zamanın akışını dondurur. Işık saçan hiçbir şey bu çekimin gücünden kurtulamaz. Peki ışığını karanlığa teslim etmiş bir yıldız, yok oluşunun intikamını bu yıkımın kendisine kattığı tekinsiz güçten alırsa ne olur?
Popular reviews
More-
Drive My Car 2021
Camus’nün Yabancı’sı, “Bugün annem öldü, belki de dün, bilmiyorum.” sözleriyle başlar ve bakımevinden gelen bir telgraf cümlesiyle devam eder: “Anneniz öldü, cenazesi yarın kaldırılacak.”
Karakter için bunun pek bir önemi yoktur, belki de annesi dün ölmüştür, kim bilir?
İşte Drive My Car’ın ana duygusu tam da bu satırlara tanıklık eden okuyucunun içinde duyduğu o minik empati kırıntısı üzerine inşa ediliyor. Bu kırıntı zamanla bir çığ gibi büyüyor, ruhun karanlık dehlizlerini ele geçiriyor ve hayatımızda önemli bir yer kapladığını umduğunuz birinin…
-
Outer Space 1999
Avusturya Avangart sinemasının usta ismi Peter Tscherkassky’nin kâbuslar, rüyalar ve karanlık histerilerle örülü çarpıcı bir zihinsel yıkım seansını beyaz perdeye taşıdığı başyapıtı Outer Space (1999), Sidney J. Furie’nin The Entity (1982) filmine ait görüntüleri sıra dışı anlatımı etrafında eğip bükerek seyirciyi deneyimsel bir yolculuğun sinir uçlarında dolaştırıyor.
Çocukluğa ve geçmişe dair anılarımızın sarsılmaz kalesi olan “ev” imgesini tekinsiz bir gecenin ürkütücü sessizliğine hapseden yönetmen, genç bir kadının yalnızlığını, ruhsal çalkantılarını ve dakikalar içerisinde raydan çıkan klostrofobik hezeyanlarını sinematografik bir şölenin başrol oyuncusu hâline getiriyor.